Sayfalar

25 Şubat 2022 Cuma

Ukrayna krizi ve boğazlar sorunu

Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Vasyl Bodnar, Rusya ile savaş halinde olduklarını ve bu nedenle Montrö anlaşması gereğince Boğazların Rusya savaş gemilerine kapatılmasını talep ettiklerini belirtti.

Boğazlar sorunu ile ilgili tartışmalar ilk olarak Türkiye'nin Kurtuluş savaşı sonrası yabancı devletlerle birlikte katıldığı 1923 Lozan Konferansı ile gündeme gelmişti. Lozan Konferansı'ndan önce Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ile 1920'de imzalanan Gümrü anlaşması ve Rusya Sovyet Cumhuriyeti ile 1921'de imzalanan Moskova anlaşmalarında Türkiye'nin Kuzeydoğu sınırındaki itilaf çözüme kavuşturulmuş ve Kars ile Ardahan illeri Türkiye'ye bırakılmıştı. Bu anlaşmaların imzalandığı dönemde henüz Kurtuluş savaşı devam ediyordu ve Ankara hükümeti Türkiye'nin Batı dünyasında tanınan hükümeti durumunda değildi. Bu iki anlaşmanın Kurtuluş savaşı devam ederken imzalanmasının arka planında yeni kurulan Sovyetler Birliği'nin Kurtuluş Savaşı sırasında Ankara hükümetini desteklemesi ve Doğu'daki Türk birliklerinin Batılı güçlerle savaşmak için Batı'ya kaydırılmasına olanak sağlama düşüncesi yer almaktaydı. 

 

1922 - 1923 tarihlerinde Sovyetler Birliği'nin Ankara Başkonsolsu Aralov ile Mustafa Kemal Paşa'nın görüşmesine yönelik çizim


Kurtuluş Savaşı kazanıldıktan sonra toplan Lozan barış görüşmelerinde Sovyetler Birliği'ne sadece boğazlarla ilgili oturumlara katılma hakkı tanınmıştı. Bu oturumlarda Sovyetler Birliği Dış İşleri Bakanı Georgi Çiçerin boğazların askeri gemilerin geçişlerine tamamen kapatılmasını önerdi. Sovyet tezine göre kalıcı barış için Karadeniz'e kıyısı olan ülkelerin savaş gemilerinin Ege ve Akdeniz'e geçmesi, Karadeniz'e kıyısı olamayan ülkelerin gemilerinin ise Karadeniz'e geçmesi engellenmeliydi. 




Lozan anlaşmasının Boğazlarla ilgili bu Sovyet tezi Batılı ülkeler tarafından kabul edilmedi. İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye delegasyonu da Sovyet tezinin kabulu konusunda ısrarcı olmadı. Türkiye ve Batılı güçler arasında Lozan anlaşmasının imzalanması sonrasında, Sovyet delegasyonu anlaşmaının bu haliyle Türk halkının da çıkarına uygun olmadığını dile getirdi. Ancak Türkiye ve Batılı güçler arasında imzalanmış bir anlaşmayı imzalamamamnın anlamı olmadığı gerekçesi ile anlaşmayı imzalamayı kabul etti. Ancak Sovyetler Birliği adına anlaşmayı Roma başkonsolusu imzalayacaktı. Çünkü Lozan konferansına katılan Sovyet temsilcisi otelin lokantasında yemek yerden öldürülmüş ve bu cinayete yönelik konferans yöneticileri tarafından herhangi bir kınama gelmemişti. (1)

Şimdi soralım; Lozan anlaşması ya da Montrö anlaşmasının hükümleri gereği Türkiye Karadeniz'e kıyısı olan Rusya'nın savaş gemilerine Boğazları kapatabilir mi? Böyle bir hamleyi yapmaya kalkarsa Rusya ile yapmazsa da Ukrayna ile uyuşmazlık durumuna düşmüş olmaz mı? Karadeniz'e kıyısı olsun ya da olmasın ve savaş hali olup, olmadığına bakılmaksızın Boğazların Türkiye haricindeki bütün ülkelerin savaş gemilerine kapatılması en uygun yaklaşım değil midir?


Kaynak:

1. Semyon İvanoviç Aralov. Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları 1922-1923. İşbankası yayınları, 2008.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder