8 Temmuz 2024 Pazartesi

Syriza'nın neoliberalizme yenilmesi ve marksist olmayan Yunan marksistleri

Yunanistan’da 2009 yılında ortaya çıkan ekonomik kriz 1929 bunalımı ile karşılaştırılabilecek büyüklükte yıkıcı etkilere yol açmıştı. Krizi sürecinde kişi başına reel gelirde 2007-2013 yılları arasında, her yıl bir yıl içinde yüzde 26’lık düşüş olduğu hesaplandı. (1) Bu ölçüdeki krize karşın Yunanistan’da iktidarın sınıfsal yapısının değiştirilmesine yönelik politikalar ortaya çıkmadı. Bu yazıda Yunanistan’da yıkıcı etkileri görülen neoliberal politikalardan çıkışın olanaklı olmamasının nedeni incelenmeye çalışılacaktır. 

Kriz sürecinin yönetimi sırasında Troyka, yani 2010 sonrasında Yunanistan’ın borç krizini alacaklılar için yöneten ve IMF, Avrupa Birliği (AB) ile Avrupa Merkez Bankası’ndan (AMB’den) oluşan üçlünün tutumu belirleyici oldu. Troyka müzakereler sırasında ödünsüz ve Syriza’yı köşeye sıkıştırmaya kararlı bir tutum takındı. Bu aşamada Syriza ittifakı içindeki sol platformun ülke borçlarının ödenmesini reddedilmesini ve euro bölgesinden çıkılarak drahmiye geçilmesini savunmaya başladığı görüldü. “Troyka’nın Yunanistan’a önerdiği anlaşmayı kabul ediyor musunuz?” sorusunun sorulduğu temmuz 2015’de yapılan referandumunda yüzde 61’i aşkın “Hayır“ oyu çıktı. Buna karşın Syriza lideri Aleksis Çipras, referandumdan iki hafta sonra halkın reddettiği anlaşmayı Syriza Merkez Komitesi’ne danışmadan imzaladı. Syriza, AB’nin oligarşik bir emperyalist blok olduğu tezini kabul etmedi; emekçi ve halk kitlelerinin sınıfsal bir alternatif oluşturabilme kapasitesi olduğuna inanç göstermedi.  

O dönem Syriza’ya danışmanlık yapan Sam Gindin ve Leo Panitch gibi sosyalist aydınlara göre, “sosyalist bir perspektif açısından er veya geç avro’dan çıkış gerekli olsa da bunun sonuçlarıyla baş etmeyi olanaklı kılan daha derin bir hazırlık yapılmadığı için henüz bunun zamanı gelmemişti. Peki sosyalist bir perspektif için gerekli olmasına ve bunun için gerekli halk desteği sağlanmış olmasına rağmen eurodan çıkışın sonuçlarıyla baş etmeyi olanaklı kılan derin hazırlığın yapılamamasının nedeni neydi?: Bunun nedeni Syriza’da bir araya gelen sosyalist grupların ideolojik olarak ulusal ekonominin yeniden inşası fikrine hazırlıklı olmamasıydı.

Kriz yönetimi sürecinde Yunanistan’da Komünist Parti (KKE) ve Troçkist akımlar AB’den ve NATO’dan çıkışı, dış borcun reddedilmesini ve ülke içinde büyük sermayenin tahakkümüne son vermeyi hedefleyen “maksimalist” bir programı savundular. Ancak bu tarz bir programın savunan tarafların bulunması Syriza’nın Troyka’ya teslim olmasını ve daha öncekileri aratmayan yeni bir kemer sıkma programının uygulanmasını önleyemedi. Çünkü Syriza ve onu destekleyen sosyalist/komünist grupların savunduğu politika Yunanistan’da sınıfların marksist analizi temeline dayalı değildi. Syriza’nın ve Avrupa solunun yaşadığı ideolojik kafa karışıklığının arka planında 1926 yılında  Mao Zedung’un Marksizme önemli bir katkısı olarak gündeme gelen sınıf analizi yönetimini dikkate almamaları önemli rol oynadı.

Çin ve Yunan toplumlarında sınıfları tahlili

Mao Zedung 1926 yılında yaptığı Çin toplumunda sınıfların tahlili başlıklı değerlendirmesinde, varlığı ve gelişmesi emperyalizme bağlı olan ve uluslararası burjuvazinin bir parçası olan komprador sınıflarla diğer toplumsal sınıflar arasında ayrıma gidilmişti. Mao Zedung’a göre büyük toprak ağası sınıfı ve özellikle büyük komprador sınıfı her zaman emperyalizmin safında, karşı devrimden yana yer almıştı. Proletarya ve yarı-proletaryanın sınıfsal çıkarı ise devrimden yanaydı. Mao Zedung küçük mülk sahibi sınıfın farklı kanatlarının özellikle sınıf savaşımının şiddetlendiği koşullarda devrime destek olabileceklerini belirtmekteydi. Mao Zedung’un sınıf tahlilinin ayırıcı özelliğini ise orta burjuvazinin (milli burjuvazi) sınıfsal analizi oluşturdu. Mao Zedung’a göre Çin’de şehirlerde ve köylük bölgelerde kapitalist üretim ilişkilerini temsil eden ve emperyalistlerin baskısı karşısında devrimci dönüşüme gerek olduğunu düşünen, ancak prolataryanın önderliğinde gerçekleşecek bir devrimin kendi sınıfsal varlığını tehdit edeceğini düşünen orta burjuvazi çıkmazdaydı. Mao Zedung’a göre bu sınıfın bir bölümünün sola dönerek devrime katılması beklenirken, diğer bölümünün sağa dönerek karşı devrime katılmasıyla birlikte sınıf yapısının hızla parçalanması kaçınılmazdı.

Mao Zedung, Çin’de devrimin önder gücünün sanayi proletaryası olduğunu, en yakın dostlarının yarı proletarya ile küçük burjuvazi olduğunu belirtmekteydi. Devrimin düşmanları ise komprador sınıf, büyük toprak ağası sınıfı ile onlara bağlı aydınların gerici kesimiydi. Mao Zedung’a göre yalpalayan orta burjuvazinin sağ kanadı devrimin düşmanı rolünü üstlenebilecekken, bu sınıfın sol kanadı ise devrimin dostları arasındaki yerini alabilirdi. 

Yunanistan’da kriz sürecinde euro bölgesinden çıkılamamasının, drahmiye dönülmemesinin ve uluslararası burjuvazinin kemer sıkma politikasına alternatif ekonomi politikasının yaşama geçirilmemesinin nedenini Mao Zedung’un ortaya koyduğu sınıf analizi yaklaşımının gereklerine uygun politikanın izlenmemesi oluşturdu. Bu doğrultuda orta burjuvazinin sol kesimini içine alacak şekilde birleşik cephenin genişletilmesi, borçların ödenmesinin reddedilmesi, euro bölgesinden çıkılması ve ulusal ekonominin yeniden inşası gündeme getirilmedi. Syriza’nın sol kanadı, troçkist gruplar ve Yunan Komünist Partisi’nin savunduğu maksimalist politika ile Syriza’nın sağ kanadının savunduğu reformist politikanın dışında bir seçenek üretilemedi. Troyka’nın ödünsüz tavrını sürdürmesi ve baskıyı yoğunlaştırması sonrasında çıkış yolu bulamayan Syriza lideri Çipras, neoliberal politikalara teslim bayrağını çekmek zorunda kaldı. 

Troyka’nın dayattığı neoliberal politikalara teslim olunmasının nedeni, sosyalist/komünist parti ve grupların Mao Zedung’un geliştirdiği çağdaş sınıf analizi yaklaşımını benimsememeleridir

Yunanistan’da 2009 yılında başlayan ve 2015 yılında üçüncü momerandumunun imzalanmasıyla Troyka’nın dayattığı kemer sıkma politikasının kabul edilmesiyle sonuçlanan politik yenilginin nedeni, sosyalist/komünist parti ve grupların Mao Zedung’un geliştirdiği çağdaş sınıf analizi yaklaşımını benimsememeleri ve kriz sürecinde devrime kazanılabilecek sınıfsal yapıların tümünü kapsayacak ittifak siyasetini ortaya koymaktan kaçınmalarıdır. Orta burjuvazinin, bölünme yoluyla devrime ve karşı devrime yönelecek alt sınıfsal yapılardan oluştuğunun kabul edilmemesi ve ulusal ekonomiyi yeniden inşa etmeye yönelik politikanın bulunmaması, Syriza’nın neoliberalizme teslim olmasına yol açtı. Yenilginin ve neoliberalizme teslim oluşun nedeni, Mao Zedung’un sınıf analizine yabancılaşmış, orta burjuvazinin sol kanadı ile sağ kanadı arasında ayrım gözetmeyen, ulusal ekonominin yeniden inşası yaklaşımına mesafeli sosyalist/komünist grupların ideolojik tutumu olmuştur.

Kaynaklar: 

  1. Ahmet Atakişi, Oumou Mechmet. Syriza hükümetinin Yunanistan krizine karşı almış olduğu önlemler. Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi 6 (1) 2018.

  2. Korkut Boratav. Solda Syriza tartışmaları. 25.09.2015. https://bes.org.tr/ 

  3. Mao Zedung. Çin toplumunda sınıfların tahlili. Seçme eserler 1. Eriş yayınları, 2005, s:9-18.