Sayfalar

28 Mart 2022 Pazartesi

1960'lar ve 1970'lerde iki farklı DİSK: Kitle sendikacılığından siyasal sendikacılığa



Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 13 Şubat 1967 yılında Türk-İş'ten ayrılan beş sendika tarafından kurulmuştu. DİSK'i kuran sendikacılar tarafından Türk-İş üyeliginden ayrılmaya yönelik çesitli gerekçeler sayılmıştır. Bu gerekçelerin en önemlisi "Türk-İş’in hangi iktidar iş basında ise onun paralelinde bir yol izlemeyi kendisi için baş ilke sayması, partiler üstü politikasının gerçekte iktidara gelen partinin dümen suyuna girmek için bahane olarak kullanması"ydı. DİSK'i kuran sendikacılar büyük ölçüde 1961 yılında TİP'i kuran sendikacılarla aynı kişilerdi. 1960'lı yıllarda DİSK ve TİP ilişkisi özelinde sendika ile siyasi parti arasında iki yönlü ilişkinin kurulduğu ve bu yönüyle çalışanların sendikal ve siyasal söylemlerinin birbirini zenginleştirici yönde etkilediği görülmektedir.  

Sendika ve meslek odaları tarihinden-2


1960'larda kitle sendikacılığı ve özgün sendikal siyaset


DİSK’in, kuruluşundan sonra toplumsal ve siyasal meselelerle yakından ilgilenmiş ve buna yönelik açıklamalar yapmıştır. DİSK siyasal konularla ilgili 1960'lı yıllarda yaptığı açıklamaların  TİP'in (Türkiye İşçi Partisi) görüşlerine paralel olduğu gözden kaçmamaktadır. DİSK’in siyasal konularla ilgili açıklamalarının TİP'in açıklamaları ile paralelliği, TİP ile DİSK'in örgütsel bagımlılık ilişkisi içinde olmasından kaynaklanmamıştır. 1960 yıllarda bütün siyasal parti ve gruplara karşı olduğu gibi TİP'e karşı da özerkliğini korumuştur. (1) 


Türkiye İşçi Partisi 1961 yılında 12 sendikacı tarafından kuruldu


DİSK kurucularının ve yöneticilerinin önemli bir bölümü aynı zamanda TİP kurucusu olması, DİSK'in TİP tarafından ele geçirilmesi anlamına gelmemiş ve DİSK'in siyasi partilerden özerk bir sendika olarak varlığını sürdürmesine engel olmamıştır. Bu dönemde TİP'in siyasal görüşlerinin oluşmasında DİSK'li sendikacıların ve DİSK üyesi işçilerin görüşlerinin de etkili olduğu görülmektedir.  Çünkü TİP organlarında görev alan DİSK’li sendikacıların parti içinde belirli bir ağırlığı olmuştur. 

TİP içinde de etkili konumda olan DİSK'li sendikacılar 1960'lı yıllarda DİSK'in herhangi bir partinin uzantısı haline gelmesinin önüne geçebilmiştir. Bu şekilde 1960'lı yıllarda DİSK, özgün siyasal söylemler geliştererek çalışanların kendi siyasetini şekillendirebilmiş ve bir ölçüde ülke siyasetine etki edebilmiştir.


Dönemin TİP yöneticilerinden Attila Aşut, sendikaların ve sendikacıların TİP yönetiminde tartısılmaz bir gücü ve ağırlığı olduğunu belirtmektedir. Aşut'a göre sendikacıların TİP'in kuruluşundan bir süre sonra başkanlığına Mehmet Ali Aybar'ın getirilmesi sonrasında da partinin sahibi gibi davranmaya devam etmişlerdi. Aşut'a göre “Sendikacılar TİP’in asıl sahipleriydi demek pek yanlış olmaz” (Cilt 1, s:316) 


15-16 Haziran 1970 tarihinde  işçilerin sendika seçme hakkının kısıtlanmasına karşı  DİSK'in öncülüğünde eyleme geçmişti

TİP’te sendikacıların etkinliklerini korumalarının en önemli aracı Parti Tüzügü’nün “işçi kotası “olarak bilinen 53. maddesiydi. TİP Tüzügü’ndeki 53. maddeye göre “Partinin bütün organlarında görevli bulunanlarının yarısının, işyeri esasına göre tutulmuş listeye kayıtlı veya sendika yöneticisi olan üyeler arasından seçilmiş olması gerekiyordu. TİP içinde etkili konumda olan DİSK'li sendikacılar 1960'lı yıllarda DİSK'in herhangi bir partinin uzantısı haline gelmesinin önüne geçebilmişti. (Agy s:317) Bu şekilde 1960'lı yıllarda DİSK özgün siyasal söylemler geliştererek çalışanların kendi siyasetini şekillendirebilmiş ve bir ölçüde ülke siyasetine etki edebilmiştir. 

1967 yılı sonrasında TİP içinde alevlenen siyasal tartışmalar giderek TİP'te ayrılık ve bölünmelere yol açmaya başlamıştır. Bu süreçte gerçekleşen 1969 genel seçimlerde DİSK TİP'i desteklemiştir. DİSK genel seçimlerde TİP'i destekleme gerekçesini yayınlandığı bildiri ile şöyle açıklamıştı: "Türkiye İşçi Partisi, emekçi halkı iktidara getirecek biricik partidir. Öteki partiler ise emeğiyle geçinenlerin oylarını alacak fakat iktidara yine sömürücü sınıfları, varlıklı kişileri, bozuk düzenin yöneticilerini getirecektir. Bu temel ayrım, Türkiye İsçi Partisinin en büyük özelligidir ve DİSK bunu değerlendirerek emekçi sınıf ve tabakaların iktidara gelmesini Türkiye’nin geri kalmışlıktan kurtulması için tek çıkar yol bildiğinden TİP’i var gücüyle destekleyecektir.


Kitle sendikacılığından uzaklaşan DİSK, 1973 ve 1977 seçimlerinde CHP'yi destekliyor


12 Mart'tan sonra TİP'in kapatılması sonrasında DİSK'in sendikal siyaseti oluşturması noktasındaki dayanaklarından biri kaybedilmiş oldu. 1970'li yıllardan sonra DİSK'in sendikal özerkliğini kaybettiği ve sendikanın kurullarının belirlenmesinde radikal sol gruplardan birinin etkili olmaya başladığı görülmüştür. Bu tarihten sonra DİSK'in giderek siyasal parti ve grupların politikalarının aracı olarak kullanılmaya çalışıldığı ve bunun bir ölçüde gerçekleştiği dikkat çekmektedir. DİSK'in siyasal parti ve gruplara karşı özerkliğini kaybetmesi, siyasi gruplar arasındaki tartışmaların DİSK'in iç tartışması olarak ortaya çıkmasına ve sendikal önceliklerin siyasal önceliklere göre belirlenerek kitle sendikacılığından uzaklaşılmasına yol açmıştır. 

1975 yılında yapılan 5. Genel Kuruldan sonra ise DİSK’in sendikacılık anlayışında ve söyleminde ciddi bir değişim yaşanmıştır. En önemli söylem değişikliği ise “sınıf ve kitle sendikacılığı” olarak ifade edilen yeni sendikal anlayış olmuştur. (2) 6. Genel Kurulda yapılan değişiklikle Tüzük'teki DİSK’in “Görev ve Yetkileri” başlıklı görev ve yetkilerini tanımlayan “DİSK’i Türkiye işçi sınıfının en güçlü demokratik sınıf ve kitle örgütü duruma getirmek” şeklindeki b) fıkrası “.... en güçlü demokratik sınıf ve kitle örgütü duruma getirmek” şeklinde değiştirildi. (Agy, s:107) Bu tarihten sonra DİSK'in söyleminde “sosyalizm kuruculuğu”, “işçi sınıfımızın baş çektiği sosyalizme açılan ileri demokratik bir düzen” ve “bagımsızlık, demokrasi, barış ve toplumsal ilerleme ve sosyalizm savaşımı”, “ileri demokrasi”, gibi yeni kavram ve ifadeler kendine yer bulmaya başlamıştı.


Çizim: Orhan Taylan



1970'li yıllarda DİSK'in yönetim mekanizmalarının siyasi grupların mücadele alanı haline gelmesi ve kitle sendikacılığından uzaklaşılması sendikal siyasetin kısırlaşmasına neden olmuş, çalışanların özgün siyasi söylemler geliştirerek ülke siyasetine etkide bulunması yerine var olan siyasi partilerin programlarına eklemlendiği bir sürecin ortaya çıkmasına yol açmıştır. 


DİSK'in kitle sendikacılığından uzaklaşmasına paralel olarak önceki dönemden farklı olarak siyasi partilerin programlarından faydalanarak kendi sendikal siyasetini oluşturma olanaklarının kalktığı ve var olan siyasi yapıların programlarına eklemlenmesinin gündeme geldiği görülmüştür. Siyasi partilerle iki yönlü ilişki kurarak kendi sendikal siyaseteni belirleme olanaklarını bulmuş olan 1970'den sonra bu olanaklarını kaybetmiş ve siyasi parti ve grupların siyasi programının destekçisine dönüşmeye başlamıştır. 1970'li yıllarda DİSK'in yönetim mekanizmalarının siyasi grupların mücadele alanı haline gelmesi ve kitle sendikacılığından uzaklaşılması sendikal siyasetin kısırlaşmasına neden olmuş, çalışanların özgün siyasi söylemler geliştirerek ülke siyasetine etkide bulunması yerine var olan siyasi partilerin programlarına eklemlendiği bir sürecin ortaya çıkmasına yol açmıştır. DİSK yöneticileri 1969 seçimlerinde  oluşumuna bizzat katkıda bulundukları TİP'in siyasi programını desteklerken, 1970 sonrası dönemdeki seçimlerde DİSK'in CHP'yi destekler konuma gelmesi, kitle sendikacılığından uzaklaşılmasının sendikal siyaseti kısırlaştırıcı etkisine işaret etmektedir.

Deniz Akgün

Kaynaklar:

1. Disk Tarihi. DİSK-AR yayınları. Cilt 1, s:311. www.disk.org.tr
2. Aziz Çelik. Disk'in değişen ve tartışmalı söylemi. Disk Tarihi. DİSK-AR yayınları. Cilt 2, s:108. www.disk.org.tr




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder