Sayfalar

27 Eylül 2023 Çarşamba

Tek bir kıvılcım bozkırı tutuşturabilir mi?

Mao Zedung’un 1930 yılında Çin Komünist Partisi içindeki karamsar görüşlere yönelik yazdığı mektupta o dönem Çin’de bulunan nesnel durumla ile ilgili değerlendirme yapmıştı. Mao Zedung'un o dönemki değerlendirmesinde Çin için çizdiği tablo şaşırtıcı şekilde 2020’lerin Türkiyesi'ne benziyor.


1930’lu yılların Çin’i ile 2020’li yılların Türkiye'si arasındaki şaşırtıcı benzerlik


Mao Zedung’a göre 1930’lu yıllarda Çin’de emperyalizm ile milli sanayi arasındaki çelişme, Çin sanayicilerinin emperyalistlerden ayrıcalık koparamamaları sonucunu doğurmaktaydı. Bu ise Çin sanayicilerinin işçileri çılgınca sömürerek bir çıkış yolu bulmaya çalışmalarına ve işçilerin direnmesine yol açarak Çin burjuvazisi ile Çin işçi sınıfı arasındaki çelişmeyi keskinleştirmekteydi. Emperyalistlerin ticari saldırısı, Çinli tüccar kapitalistlerin soygunculuğu, hükümetin vergileri arttırması vb. ile birlikte toprak ağası sınıf ile köylülük arasındaki çelişme derinleşmekteydi. Yabancı malların baskısı, işçi ve köylü kitlelerin satın alma gücünün tükenmesi ve hükümetin koyduğu vergilerin artması yüzünden, gittikçe daha fazla sayıda Çin malı satan tüccar ve bağımsız üretici iflasa sürüklenmekteydi. Hükümetin koyduğu vergilerin artması, toprak ağalarının istediği kira ve faizlerin yükselmesi ve savaşın yol açtığı felaketlerin her geçen gün daha da yaygınlaşması yüzünden her tarafta kıtlık ve eşkiyalık hüküm sürmekte ve köylü kitleleriyle şehirdeki yoksullar hayatlarını güçlükle sürdürebilmekteydi.

Okulların parası olmadığı için bir çok öğrenci öğreniminin yarıda kalması tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Üretim geri olduğu için mezun olan birçok öğrencinin iş bulma ümidi yoktu. Mao Zedung bütün bu çelişmelerin kavranmasının Çin’in ne kadar vahim ve karışık bir durumda olduğunun görüleceğini ve devrim dalgasının yükselmesinin kaçınılmaz olduğunu belirtmekteydi. Mao Zedung bir kıvılcımın bütün bozkırı tutuşturmasının uzak olmadığını görebilmek için, birçok yerde gelişen işçi grevlerine, köylü ayaklanmalarına, askerlerin isyanlarına ve öğrenci boykotlarına bakılmasının yeterli olduğunu dile getirmekteydi. (1)


"Boşuna mı okuduk?" eylemi yapan mimar ve mühendisler, 2023

Günümüz Türkiyesi’nde nesnel koşullar 1930’lu yıllar için Mao Zedung tarafından tarafından betimlenen koşullara şaşırtıcı şekilde benziyor. Sendikalarda örgütlenme hakları tanınmasa da kurye işçileri örneğinde olduğu gibi çalışanlar eylemleriyle haklarını elde etmeye çalışıyor, köylüler maliyetlerini karşılamayan alım fiyatlarını protesto ediyor. Uluslarası mali sermayenin taleplerini karşılamaya yönelik ekonomi politikası ile üretim, yatırım ve istihdamı genişletici sonuçlara ulaşılamıyor. Kitlelerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilen ve refah artışı sağlayan ekonomik gelişmeler elde edilemiyor. Türkiye’deki sanayiciler uluslarası rekabette tutunabilmek için ucuz işgücü sömürüsüne bel bağlamış durumdalar. Bu nedenle ihracata yönelik iş kolarının temsilcileri Türkiye’nin rekabet avantajını kaybetmemesi için Türk lirasının değer kaybetmesi gerektiğini ileri sürüyorlar. Geniş kitleler ise Türk lirasının değer kaybetmersinden ve ihracata dayalı ekonomi politikalarından olumsuz etkileniyor.

Gençler eğitimden uzaklaşıyor ve eğitimli gençler iş bulamıyor

Artan vergiler ve geniş kitlelerin azalan alım gücü küçük üreticilerin iflaslarını da beraberinde getiriyor. Şehirlerden ve kırsal bölgede yaşayan milyonlarca yoksul temel ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda. Emeklerinin karşılığını alamayan köylüler tarımsal üretimden çekilmek ve kentlerin varoşlarına göçmek zorunda kalıyor. Ortadoğu’yu ateş çemberine dönüştüren savaş politikası nedeniyle sosyal sorunlar daha da derinleşmiş durumda. Üniversite öğrencileri artan ev kiraları nedeniyle barınma masraflarını karşılayamadıkları için öğrenimlerini yarıda kesmek zorunda kalıyor. Okulu bitirebilen çoğu genç ise Türkiye’deki üretim teknolojisinin geriliği nedeniyle kendine uygun iş bulamıyor ve yurt dışına gitme hayali kuruyor. Mühendislerin başlattıkları Boşuna mı okuduk kampanyası bunun en somut örneğini oluşturuyor.

Mao Zedung, 1930 yılında Çin'de 
nesnel koşulların  devrimci dalganın 
yükselişini desteklediğini söylemişti


Çin'de devrimin 1927 yılındaki yenilgisi sonrasında devrimci dalganın tekrar yükseliş olanaklarına işaret eden koşulların benzeri bugün Türkiye'de de gözlemlenebiliyor. 1930’lu yılların Çin’i ile 2020’li yılların Türkiyesi'ndeki koşulların bu kadar benzerlik göstermesi akıllara bazı soruların gelmesine neden oluyor. Benzer koşullara rağmen Türkiye'de devrimci bir dalganın yükselişi gerçekleşmeyecekse 2020'lerin Türkiyesi'ni 1930'ların Çin'inden ayıran farklılık nedir?



Kaynaklar: 

1. Mao Zedung. Tek bir kıvılcım bütün bir bozkırı tutuşturabilir. Seçme Eserler, Cilt:1 Kaynak yayınları, 2000, s:169-183.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder