Sayfalar

20 Ekim 2022 Perşembe

1984-1985 İngiltere madenci grevinden Amasra maden faciasına

1984 yılında İngiltere'de gerçekleşen kömür madencileri grevinin seyri dünyada yeni bir dönemin başlangıcına işaret etmekteydi. 

Bu grev bazı özellikleri açısından madencilik tarihi açısından önem taşımaktaydı. Grev sırasından polisle grevci işçiler arasında çatışma yaşanması ve Thatcher hükümetinin bu konudaki uzlaşmaz tutumu İngiltere'deki işçi grevlerinin tarihi açısından önemliydi. Çünkü 2. Dünya Savaşı'ndan sonra 1980'li yılların ortasına kadar işçi sendikalarıyla sermaye çevreleri ve hükümet arasındaki uzlaşmazlıkların çatışmaya dönüşmeden giderilebildiği bir dönem olmuştu. 1984-1985 İngiltere madenci grevinden sonra ise işçi sendikalarının taleplerinin karşılanmayacağı yeni bir döneme girileceği anlaşılmaktaydı. Bu tarihten sonra gerçekleşen grevlerin sayısında çarpıcı bir düşüşün gerçekleştiği görüldü. 

İngiltere'de 1984 kömür madencileri grevinde polisle işçiler karşı karşıya geldiler


1984-1985 İngiltere madenci grevinin nedeni Thatcher hükümetinin İngiltere'de maden ocaklarını kapatma planını duyurmasıydı. Neoliberal politikaların gereği olarak hükümetin devlete ait maden ocaklarını kapatacak olması işçilerin refah devleti kapsamında elde ettiği haklarda önemli kayıpların oluşması anlamına geliyordu. Kömür madenlerinin kapatılması işsizliğin artmasına ve madenlerin bulunduğu bölgelerde yoksulluğun artması ile sonuçlanacaktı.  

Bu grevin yenilgiye uğratılmasından sonra piyasalarda ve çalışma yaşamında devletin düzenleyici ve denetleyici etkinliği giderek zayıflatıldı. Devlet madencilik faaliyetinden aşamalı olarak çekildi. Devletin maden üretiminden çekilmesi her ülkenin bazı sektörlerde uzmanlaşması ve diğer sektörlere ait ürünlerinin ithalat yoluyla karşılanacağı yeni bir uluslararası iş bölümü döneminin başlangıcını haber veriyordu.  Bu yeni dönemde güvenceli çalışma, toplu sözleşme, sosyal ücret gibi hakların yanı sıra iş güvenliği de geri plana itilecekti.  İngiltere'de devletin işlettiği maden ocaklarının kapatılması ile gündeme gelen neoliberal ekonomik-sosyal model bütün dünyada işçi ve işveren kesimleri arasında çatışmalı yeni bir döneme girildiğine işaret ediyordu.


İş güvenliğinin öncelikler arasında yer almadığı, güvenceli çalışmaya yönelik gerekli teknolojik yatırımların yapılmadığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurullarının formaliteye dönüştürülerek işlevsizleştirildiği madencilik şeklinin arka planında, devletin madencilik sektöründen çekilmesini getiren neoliberal politikalar rol oynamıştı. 


Amasra TKİ işletmesinde meydana gelen facia tıpkı 2014 Soma maden faciası gibi madencilik faaliyetinin özel sektör tarafından ya da özel sektörü güdüleyen performans / verimlilik ölçütleri baz alınarak yapılması nedeniyle önlenemedi. İş güvenliğinin öncelikler arasında yer almadığı, güvenceli çalışamaya yönelik gerekli teknolojik yatırımların yapılmadığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği kurullarının formaliteye dönüştürülerek işlevsizleştirildiği madencilik tarzının arka planında, devletin madencilik sektöründen çekilmesini gerektiren neoliberal politikalar rol oynamıştı. Bu politikalar İngiltere'de 1984-1985 madenci grevinin yer, yer zor kullanılarak bastırılması ile yürürlüğe konuldu. Bu politikalar varlığını sürdürdüğü sürece maden kazalarının kader olduğu fikri savunulmaya devam edilecek gibi görünüyor.

Deniz Akgün



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder